...:::: Sitemizden Yaralanmak İçin Üye Olunuz ::::...


...:::: Sitemizden Yaralanmak İçin Üye Olunuz ::::...


Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
*** Bölüm Moderatör Alımı Başlamıştır.***

 

 Batıl İnançların Öyküsü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Web Master
Admin


Mesaj Sayısı : 8485
Rep Puanı : 918
Kayıt tarihi : 18/04/09
Yaş : 31

Batıl İnançların Öyküsü Empty
MesajKonu: Batıl İnançların Öyküsü   Batıl İnançların Öyküsü Icon_minitimePtsi Haz. 29, 2009 5:36 pm

Batıl İnançların Öyküsü
KARA KEDİNİN ŞERRİ

Batıl İnançların Öyküsü 90716439vh0

Eski Mısır'da kedi kutsal bir hayvandı ve bir kedinin ölümüne neden olmak kafanızı kaybetmek için çok yeterli bir nedendi. Orta çağlarda ise kara kedi özellikle engisizyon döneminde büyücülük ve satanizmle ilişkili olarak kabul gördü. Ruhunu şeytana satmış kişinin ruhu kara bir kediye geçiyordu ve kara kedi o andan sonra kötülükleri yapmaya başlıyordu. Buradan yola çıkarak görüyoruz ki, kara bir kedinin yolunuza çıkması sizin büyücü taifesi ile haşır-neşir olarak telef olacağınızın ta kendisidir.

YATAĞIN SAĞ TARAFI

Batıl İnançların Öyküsü 40743812td1

Hemen her kültürde ve ülkede yatağın sağ tarafında yatmanın veya sabah kalkmanın hayırlı olacağına ve o günün şanslı olacağına inanılır. Sağdan kalkılmalı ve sağ ayakla yere basımalıdır. Bir yere girerken sağ ayakla adım atılarak girmek iyidir, uçağa binerken de... Hatta yanlışlıkla sol ayakla girilmişse geri dönerek, sağ ayakla tekrar girilir. Neden Yine Roma'dayız, Roma mitolojisinde ve halk arasındaki kült inançlarında sol tarafın Satanik yani kötü olduğu inancı vardı. Roma vatandaşları evlerine muhakkak sağ ayaklarıyla adım atarak girerlerdi. İlginçtir işleri, sağlığı uzun süre iyi giden insanlar, zor durumda olan evlere davet edilirler ve sağ ayaklarıyla içeriye girmeleri istenilirdi, böylece kaçan iyilik ve şans geri gelecekti. Eski ve yeni İngilizce'deki "Sinister: Uğursuz,meşum,şeytani" kelimesi latincedeki "sol taraf" sözcüğünden türetildi ve solun uğursuzluğu güncel dilde de yer aldı.

AYNA KIRARSANIZ
Aynanın icat edilmediği bilinmediği çağlarda insanlar parlak yüzeylere, göllere, havuzlara bakarlar ve öte yandaki kendilerini hayretle izlerlerdi. Görüntülerinin dalgalanması veya titreşmesi kötüydü, felaket geliyor demekti. Eski Mısır ve Yunan'da salt bu nedenle kırılmaz metal aynalar yapılıyordu, böylece öte yandaki görüntülerinin bozulmamasını garantiye alıyorlardı. Roma'da ise camcılık ileri olduğundan ayna kırılmaları tabii ki daha çoktu ve kırık aynaların kötü talihin işareti olduğu kabul gördü. 7 yıl ise önemli bir süreç çünkü yine Antik Çağ'da her yedi yılda bir insanın tüm bedeninin yenilendiği düşünülürdü, işte bu yüzden ayna kırıldıktan sonra ancak yeni beden oluşana kadar kötülük sürecekti. Büyü sanatında ise ayna geçit veya geçiştir yani bir başka boyuta veya insan dışı varlıkların yaşadığı yere ayna ile geçilir ve onlar oradan bu tarafa geçebilirler. Ya ayna kırıldığında, bu tarafa geçmiş kötü bir varlık varsa? Ozaman durum vahim olabilir zira geri dönemeyecek ve başınıza kalacaktır.

EYVAH, MERDİVENİN ALTI

Batıl İnançların Öyküsü 10706154lh6

Merdiven geometrik olarak duvarla veya dayandığı yüzeyle ve de tabanla bir üçgen oluşturur. Bu üçgen Hristiyan inancındaki "Teslis" in yani kutsal ruhun veya üçlemenin simgesidir, öyleyse bu kutsal alanın içine girmek günahtır ve uğursuzluk getirir. Kara büyüde de kullanılan içiçe iki üçgen koruma alanını oluştururlar. Bu alanın dışına Bilinçsizce veya hazırlıksız çıkarsanız şeytani güçler sizi ham yaparlar.

ŞEMSİYE

Batıl İnançların Öyküsü 57344908we7

Şemsiye ilk kez Uzakdoğu'da MÖ 11. yy'da kullanılmaya başlandı. Sadece ve sadece politik ve dinsel hiyerarşinin tepesinde bulunanlar şemsiye kullanabilirlerdi. Onlar güneşin sıcak ve yakıcı ışınlarından korunma hakkına sahiptiler veya vatandaş makulesinin böyle bir anayasal pardon güneşyasal hakkı bulunmamaktaydı. Daha da ötesi şemsiyeler şimdikiler gibi standartize değildiler, kişinin ruhsal hakediş belgesine göre şemsiyenin çapı belirleniyordu. Yani şapka gibi, kafana göre yani ruhsal çapına göre . Demek o zamanlarda "kafana göre takıl" yerine "ruhunun çapı kadar konuş" deniliyormuş. Ayrıca şemsiyenin kutsallığı elbetteki Güneş Kültü'ne dayanmakta , güneş evlerin içine tecavüz edemediğinden boş yere şemsiye açmak uğursuz oluyor.Unutmamak gerek, maji veya batıl inanç evreninde herşey dümdüz ve doğru, ne ne içinse onun için kullanılacak, öyle insansal varyasyonlar yasak...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://paylasimmekani.1forum.biz
 
Batıl İnançların Öyküsü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bir Kaçışın Öyküsü
» Bir öykümüz olsa, duyan öyküsü sansa..
» "Güvence" denen batıl inancımız yüzünden

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Genel Kültür :: Kültür-
Buraya geçin: