...:::: Sitemizden Yaralanmak İçin Üye Olunuz ::::...


...:::: Sitemizden Yaralanmak İçin Üye Olunuz ::::...


Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
*** Bölüm Moderatör Alımı Başlamıştır.***

 

 Bir Nisan sabahıydı yine

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
~affediLmeyen~
Usta üye
~affediLmeyen~


Mesaj Sayısı : 593
Rep Puanı : 10
Kayıt tarihi : 11/07/09
Yaş : 38

Bir Nisan sabahıydı yine Empty
MesajKonu: Bir Nisan sabahıydı yine   Bir Nisan sabahıydı yine Icon_minitimePerş. Ağus. 06, 2009 12:11 pm

Bir Nisan sabahıydı yine
Bir Nisan sabahıydı yine. Pencereye vuran damlalarBir Nisan sabahıydı yine..... ömür defterinin sayfalarında gezinircesineBir Nisan sabahıydı yine..... süzülüp gidiyordu.
Bir Nisan sabahıydı yine.....
Odanın sıcaklığından buharlaşan camlara dokundu sessizce ve derin bir iç çekişleBir Nisan sabahıydı yine..... yavaşçaBir Nisan sabahıydı yine..... hemen kenarda duran sandalyeyeBir Nisan sabahıydı yine..... çökercesine oturdu. Bahar yağmurunun ılıklığı akıyordu içine ılgıt ılgıt.

Parmakları titreyerekBir Nisan sabahıydı yine..... hüzün dolu bakışlarla camdaki buğuya bir kelime karalamaya çalışırken dudakları kıpırdadı. Keşke zaman dursa…

Oysa neler yaşamışBir Nisan sabahıydı yine..... neler kaçırmıştı o yaşama telaşı içinde ve neleri ertelemiştiBir Nisan sabahıydı yine..... daha sonra diyerek. Halbuki zaman denilen mefhumBir Nisan sabahıydı yine..... nasıl da hızla akıp gitmişBir Nisan sabahıydı yine..... nasıl da hoyratça almıştı elinden yıllarını.

Dağ başı yalnızlıklarını miras bırakmıştı avuçlarınaBir Nisan sabahıydı yine..... hiç gitmemecesine.

Cama yansıyan kadına gözü takıldığındaBir Nisan sabahıydı yine..... titrek ellerle saçlarını düzeltmeye çalıştı. Anılar bir film şeridi gibi geçiyordu önünden. Tutmak istercesine uzandı bir an ama heyhat. Sağına soluna bakındı telaşlaBir Nisan sabahıydı yine..... birilerini görmek istercesine. Boğazı düğüm düğümBir Nisan sabahıydı yine..... avazı çıktığınca haykırmak istedi. Ama yine suskundu işte.

Avaz avaz susmalara bırakmıştı kendiniBir Nisan sabahıydı yine..... avaz avaz çığlıklara inatBir Nisan sabahıydı yine..... yalnızlığın son deminde.

Oysa nasıl da isterdi yanında biri olmasını ve yüreğine dokunmasını. Kimseleri inandıramamıştı içindeki çocuğun masumiyetine. Nasıl da çoğul bir yalnızlıktı odanın her yanına sinen. KimdiBir Nisan sabahıydı yine..... neydiBir Nisan sabahıydı yine..... nereden gelmiş nereye gidiyordu? Bir zamanlar kartaldınBir Nisan sabahıydı yine..... dedi iç sesi. Buruk bir tebessüm gelip yerleşti dudak kıvrımlarına ve öylesine yandı ki canıBir Nisan sabahıydı yine..... teninin ürperdiğini hissetti. Dilinde kekremsi bir tadBir Nisan sabahıydı yine..... boğazı yanarcasına yutkunmaya çalıştı.

Ne zaman gelmişti yaşlılık denilen yüzsüz misafirBir Nisan sabahıydı yine..... hatırlamıyordu. Yalnızlığın elinden tutarakBir Nisan sabahıydı yine..... ömrünün ortasına bağdaş kurup oturmuştu habersizce. Böylesine can yakıcıBir Nisan sabahıydı yine..... böylesine vurgun yemişcesineBir Nisan sabahıydı yine..... böylesine kanadı kırık kuşlar misaliBir Nisan sabahıydı yine..... ıssız köşelerde mi kalacaktı?

Bir telefon sesi bile heyecanla yerinden zıplamasına yetiyordu. DokunmakBir Nisan sabahıydı yine..... dokunulmak istiyorduBir Nisan sabahıydı yine..... sevgiyle. Beden denenBir Nisan sabahıydı yine..... ruhunun elbisesi yıpranmışBir Nisan sabahıydı yine..... eskimişti. Ama içinde bir çocukBir Nisan sabahıydı yine..... habire annesini ararcasınaBir Nisan sabahıydı yine..... panikle koşturuyordu oradan oraya. Nasıl da şefkate ihtiyacı vardı. KimsesizBir Nisan sabahıydı yine..... yağmurda ıslanmış bir kedi yavrusu gibiydi. Başını yaslayacağı bir omzu olmamıştı hiç. HalbukiBir Nisan sabahıydı yine..... ne çok yetim baş göğsünde ağlamışBir Nisan sabahıydı yine..... ne çok yalnız yürek dinlenmiştiBir Nisan sabahıydı yine..... ıssızlığının sıcak odasında.

Oysa hiç dünya malına meyletmemişBir Nisan sabahıydı yine..... sadece ‘’bir yudum sevgi’’ istemiştiBir Nisan sabahıydı yine..... bıkıp usanmadan. Hep bir yanı eksikBir Nisan sabahıydı yine..... bir yanı öksüzBir Nisan sabahıydı yine..... bir yanı yetim kalmıştıBir Nisan sabahıydı yine..... şen kahkahalarla etrafına neşe saçarken. Ne gördülerBir Nisan sabahıydı yine..... ne de duydular içindeki fırtınayı. Bilselerdi arka arkaya düşen yıldırımların yaktığı yüreğindeki derin yaraların açtığı sonsuz ızdırabı… Bilmek istemediler. Uçurum uçurum düşerken bakışlarıBir Nisan sabahıydı yine..... hüznün gölgesi yansıyordu geceye.

Saatler ne çabuk geçmiş ve karanlık misafir gelmişti yineBir Nisan sabahıydı yine..... ömür denen evine. Kirpiklerine tüneyen bulutlarBir Nisan sabahıydı yine..... bir sağanağı haber verircesine kıpraşıp duruyordu. Derin bir iç çekişle bükülen belini doğrultmaya çalışarakBir Nisan sabahıydı yine..... ‘’bugün de böyle geçti’’ diye mırıldandı. Ne bir soranBir Nisan sabahıydı yine..... ne de arayan olmuştu bu modern hapishanede Bir mucize olsaBir Nisan sabahıydı yine..... sihirli bir değnek değmişcesine her şey değişseydi ne olurdu? Şimdi kapı açılsa ve merhaba can diyen bir ses içeri dolsaydı… Acıyla gülümsedi ve hiç olmayan bir şeyBir Nisan sabahıydı yine..... şimdi mi olacak kiBir Nisan sabahıydı yine..... diye kendi kendine serzendi. Ayağa kalkmaya çalışarakBir Nisan sabahıydı yine..... yanıbaşında duran bastonuna dayandı. Oysa baston değildi ki ihtiyacı. Bir yürek ve içindeki sevgi olmalıydı tutunacağı.



Kayıp ülkeninBir Nisan sabahıydı yine..... sessiz misafiriydi şimdilerdeBir Nisan sabahıydı yine..... O KADIN!!!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bir Nisan sabahıydı yine
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Aşk :: Aşk ve Sevgi-
Buraya geçin: