Ağzının suyuna batmışlar için henüz saat erken. “Ben bir ağacım yeşermekte dallarım ya” derken Yere düşen yapraklar ayrılmakta gövdemden. Dünya rehavette gözleri dalıp gitmekte
Herkez kendince bir masumluk serüveninde.
Ruhum vücud karavanında ölüm düz gidince ileride Yaptıklarım peşimde gerilerimde. Son pişmanlık sabaha varmaz bir karanlık
Nefsinin dişleri kalmamış seni dişlemekten YAZIK . Belki sana göre ben delirmiş ve sorunluyum
Ben senin varmak istediğim o yolun sonuyum
Sağım-solum-önüm-arkam zaman illetiyle sarılmış. Yanlız adanın ortasında saçım sakala karışmış. Ufaklıklar arsızlaşmış.
Beden saksınızda edep çiçekleriniz sararmış.
Bıkmışım her gün aynı teranelerdenn BEN Bir-iki yalancı ve sahtekar. Yoldan saptıran imtihanlar. Kana kana kanıyorlar BAK
Sağım-solum-önüm-arkam gafil Hüzün kuyusuna gark olur aciz içim acı sahibi meçhul herkess Bu sahibinin sesi MERKEZ
El katipse kalp hakimdir.
Bak bu alıma gelen kaçıncı dize. Bak bu kaçıncı aykırılık rap fakirhanesinde. Bir lokma birhırka..
Tavsiyeye uyanlar tavsiyeyle yaşarlar.
Gözlerim 10 senedir akan durmaz hıçkıran şelale Elimde aynı hararetle yanan rap’ten meşale İzin vermez deliyağız gözle görülen işgale Sözlerimden yüzümü gör bak eşgalime
Sıkıntı sıktığın zaman patlayan sivilce. Düşünmelisin sivilce enine boyuna bütünce. Beter eder düşünce. Diz kapakların kanar düşünce İblis dalga geçer kananla sertçe. Ben baktıkça ağaçlarakalbimin kuşları konmak ister dallara. Önceden inanırdım ne yazık ki fallara. Onlarla yitirilen sahipsiz yıllara