ßitter_çikolatam Paylasimci Üye
Mesaj Sayısı : 242 Rep Puanı : 10 Kayıt tarihi : 29/07/09 Yaş : 30
| Konu: Annelik Duygusu... Cuma Ağus. 14, 2009 8:29 pm | |
| Annelik Duygusu... İnsanların canı yandığında, ya "Allah" ya da "Anam" diye acısını bastırmak istemesi bir tesadüf mü?.. "Cennet anaların ayağının altındadır" sözü, durup dururken mi söylendi?.. Hangi erkek, ana kadar dayanıklı?.. Hangi erkek; sevgide, merhamette, paylaşmada ve fedakarlıkta anadan üstün?.. Hangimiz büyüdük onların gözünde?.. Yaşı 50'yi geçen evladına "Üstün açık yatma" diye tembih ederek, koruyuculuğunu sürdürenler analar değil mi?.. Anaların hakkı ödenir mi?.. Cüneyd Suavi'nin bu güzel öyküsünde anne neymiş bir görün!..
* * *
Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle Pamuk Prenses'ten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre, nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama, ilkokula başlayınca işler değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı, çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama, birkaç yılda gerçeklerle yüzleşti. Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı. Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti. Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti. Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı. Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler.
Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat, kör olmak zordu. En azından kimseye yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında, müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.
Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki
bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmiş, kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları dalga dalga olmuştu. Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak: "Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?" Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!." diye gülümsedi. "Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!." | |
|