Sensiz bir güne daha merhaba *** Aymayan günüme bitmeyen bir başka geceme daha selam Özleminle tutuştuğum bir başka 24 saate daha aloha Sesini duymak istiyor işte yine canım… Elim telefonda yineağlamaklıyım… Yolladığın yüzlerce mesaj imdadıma yetişiyor tam o sırada… Beni ne kadar çok sevdiğini anlattığın; sevginin dolup dolup taştığı içinin bir tuhaf olduğu bütün organlarının havada asılıymış gibi hissettiğini *** söylediğin beni ne kadar istediğini anlattığın… telefonu açmadığım için Bensiz öleceğini söylerkenki ses tonun Canım Bebişim Kebeleğim Aşkım Kadınım Pırlantam Ay'ım GüneşimYaşam Kaynağım… ÖMRÜM… Kapatıyorum işte telefonu yine sana iyi geceler dileyemeden yine sesini duyamadan yine Seni bu kadaaaaaaaaaaaar Çok Sevdiğimi ve ne denli özlediğimi söyleyemeden…
Beni nasıl yaraladığını nasıl yıktığını anlatamadan… İçimdeki fırtınalar dinmeden uzanıyorum öylesine; tabi ki aklımda yine sen. Allah'a bizi birbirimize bağışlasın diye birlikte dua ettiğimiz anları düşünerek… Yine kapatıyorum gözlerimi bu gece uyuyabilme umuduyla nedenini nasılını bilmediğim bir terk edilişten yine nasılını bilmediğim bir geleceğe doğru…
Bugün de ben hayatı yaşayamadan hayat beni yaşadı. Sen dolu; ama Sensiz bir günüm daha sona erdi…
Yaşananlara daha sonrada yaşattıklarına bakınca; hangisi hayal hangisi gerçek ayırt edemediğim yaşantımda büyük bir girdap içine bırakılıverilmiş bir yaprak gibi hissediyorum kendimi. Bu öyle bir rüzgârdı ki bulunduğum yerden beni kaldırıp en tepeye çıkarttı ve tüm direnmelerime rağmen bana uçmayı öğretmek için rüzgârın şiddetini hiç kesmedi. Ne zaman aşağı inmeyi aklımdan geçirsem ya da dile getirsem korkmamamı kaçmamamı pes etmememi istedi. Ne zamanki o rüzgâr tenime işledi ne zamanki rüzgârın varlığı uçmamın ana kaynağı oldu ve onunla bir ömür boyu uçabileceğime beni ikna etti tek ve gerçek hayalinin benimle uçmak olduğuna inandırdı… Rüzgâr birden kesildi. O gitti… Ne yaprağı düşündü ne inişteki acısını… Öylece çekip gitti… Öylesine anlamsız… Açıklamasız… Mantıksız Duyarsız… *** Oysa Yaprak rüzgâra o kadar güvenmişti ki yerde nasıl olunduğunu bile unuttu… Oysa rüzgâr yaprağı sevdasına ve bu sevdanın gücüne o kadar inandırmıştı ki… *** Ve sonunda rüzgâr uğruna ölürüm her şeyi siler geçerim dediği yaprağını silip geçti onu kendi elleriyle öldürdü… Yaprak onun için ölmedi; ama onsuzluktan öldü… Yalanlardan öldü… Rüzgârın aklına işlediği hayallerden öldü… Rüzgârın sevgisine inancından öldü… Yaprak kendi sevgisinin arkasında dimdik kaldığı için rüzgârın uğruna göze aldıkları için öldü… Yaprağı SEVGİSİ öldürdü… Yaprağı yaşamı boyunca en güvendiği öldürdü… Yaprağı Tüm hayatında EN ÇOK Sevdiği öldürdü… ***
Oysa bir umuttu hep gönlü besleyen "dayan" yüreğim diyen birbirimize koşacağımız ve hep birbirimizin kalacağımız günleri geceleri geleceğimizi birlikte "yeter artık ayrı kalmayalım SENSİZ BİR GÜN DAHA İSTEMİYORUM" diyerek sabırsızlıkla bekleyen…
Admin Web Master
Mesaj Sayısı : 8485Rep Puanı : 918Kayıt tarihi : 18/04/09Yaş : 31