oLéAnDér Hevesli üye

Mesaj Sayısı : 621 Rep Puanı : 10 Kayıt tarihi : 13/08/09 Yaş : 29
 | Konu: Aşk Ve Çılgınlık Perş. Ağus. 13, 2009 8:24 pm | |
| Aşk Ve Çılgınlık
Uzun zaman önce, dünya oluşmamış, insanlar dünyaya ayak basmamışken, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış. Bir gün toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken; saflık ortaya bir fikir atmış; "Neden saklambaç oynamıyoruz?" Ve hepsi bu fikri beğenmiş. Hemen çılgınlık bağırmış; "Ben ebe olmak ve saymak istiyorum. Ben ebe olmak istiyorum!" Başka hiç kimse çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için hemen kabul etmişler. Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış; Bir, İki, Üç.... Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar. Şefkat, ay'ın boynuzuna asılmış, İhanet, çöp yığınının içine girmiş, Sevgi, bulutların arasına kıvrılmış, Yalan, bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş. Çünkü gölün dibine saklanmış, Tutku, dünyanın merkezine gitmiş, Para hırsı, bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış. Ve çılgınlık saymaya devam etmiş; Yetmiş dokuz, Seksen, Seksen bir. Aşkın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış. Aşk kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş. Çünkü hepimiz aşk'ı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Ve çılgınlık doksan sekiz, doksan dokuz'dan sonra yüz'e geldiğinde, aşk, sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış. Çılgınlık bağırmış; "Önüm, arkam, sağım, solum sobe. Geliyorum!". Arkasını döndüğünde, ilk önce Tembelliği görmüş, o ayaktaymış. Çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra şefkat'i ayın boynuzunda görmüş ve ihaneti çöplerin arasında, sevgiyi bulutların arasında, yalanı gölün dibinde ve tutkuyu dünyanın merkezinde. Hepsini birer birer bulmuş, birisi hariç. Ve çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, saklananların bir tanesini bulamamış. Derken haset, aşk bulunamadığı için haset duyarak, çılgınlığın kulağına fısıldamış; "Aşk'ı bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor." Ve çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış, ta ki, yürek burkan bir haykırma onu durdurana dek. Ve haykırıştan sonra, aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş. Çılgınlık aşkı bulmak için heyecandan aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş. "Ne yaptım ben? Ne yaptım ben?" diye bağırmış. "Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim?" Ve aşk cevap vermiş; "Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim rehberim olabilirsin." Ve o günden beri, aşkın gözü kördür ve o günden beri çılgınlık da her zaman onun yanındadır.* | |
|