Sevdiğimiz şarkıyı dinliyorum ... Sevgi anlaşmak değildir ... Nedensiz de sevilir ... Bazen küçük bir an için ömür bile verilir ...
Yokluğun var ... Acıtan ... Kanatan ... Bitmeyen ...
Sessizlik var odamda. Duvarda resmin, o sıcak gülüşün. Her şey bıraktığın yerde duruyor. Bekleyiş var sessiz sedasız ...
Yokluğun var ... Gece gibi siyah ... Zehir gibi acı ... Ölüm gibi sessiz ...
Avunacak, avutacak bir şeyler arıyorum. Gittiğimiz yerlere gidiyorum. Her yer de izin her köşede senden bir anı. Bunlar da avutmuyor artık beni. Sığamıyorum buralara ...
Yokluğun var ... Dolmayan ... Dinmeyen ... İçime oturan ...
Raftan indirdim bugün günlüğümü. Neler yazmışım sana dair. İlk cümle hoşgeldin dünyama. Okuyorum bir masal gibi. Sayfalar bir birini kovalıyor fark ediyorum. Çevireceğim son sayfa. Çevireceğim ve okuduğumun bir masal olmadığını anlamayacağım çünkü masallar iyi sonla biter ...
Arkadaşlar geldi bugün bir bana bakıyorlar bir odaya. Bir gözlerime bakıyorlar bir göz göze geliyorlar. İndir fotoğrafları, yak defterleri artık vakti geldi diyorlar ...
Yaşadıklarını unut ... Güzel günlerini unut ... Hatırlarını unut ... Gözlerini unut ... Onu unut ... Unut işte ... Unutmak en iyisi ...
Yokluğun var ... Kor gibi yakan ... Kimsenin bilmediği, anlamadığı ... Dağ gibi yokluğun ...
Çığlıklarım var duyuramadığım. Fırtınalar var içimde dinmeyen. Boğazıma düğümlenen cümleler var. Sen gittiğinden bu yana çalan bir şarkı var ...
Eğer aşk buysa, sevgi buysa istemiyorum ... Bu şehir sensiz yaşanmaz oldu, dayanamıyorum ...